Hüzün Tutulması

 

Hüzün Tutulması

2017′ ye bir eğlence merkezine hunharca yapılan saldırı ile uyanmıştık. Bombaların ardı arkası kesilmemiş bir sürü masum insan can vermişti. Acılar kronolojisi tutulsa, en hüzünlü yıllarımız olur geriye dönük beş yılımız. Hele de 15 Temmuz kontrollü darbe sonrası yaşananlar. Bazı vatan hainleri yüzünden 60 binin üstünde insan, şu anda hapiste. Bunun 17 bini kadın ve 600 u bebek. İçeride özgürlüğü kısıtlanan yer yer işkence gören insanlar kim mi dersiniz?
Ekserisi bu güne dek trafik cezası bile almayan karakola bile yolu düşmemiş sivil ve masum insanlar. Beş bini hakim,savci,avukat gibi yargıyı temsil edenler, ilim ve bilimi temsil eden üniversite rektörleri, öğretmenler, gazeteciler, askerler ,polisler ve ülkenin en namuslu vergi rekortmeni Anadolu Kaplanları işadamları.
Cadı avı ile gerçek terör örgütlerinin devlet, millet düşmanlarının, Hizmet’i bahane ederek milletin öz evlatlarına ve muhalif her düşünceden insana operasyon çektikleri uğursuz günler.. Üstelik halkın en az yarısına medya ile toplu hipnoz yapıldığı, diğer bir kesimin de ötekileştirilerek ezelden beri işlenen tüm suçların müsebbibi bile “bunlar” denerek, nefretin zirve yaptığı meşum günler .
Bunlar olurken ülke içinde can güvenliği kalmadığı için dışarıya zaruretle çıkan masum insanlar, işsiz kalan yüzbinlerce insan, ve ailesi hapiste olan, her birisinin hikayesi yürekler yakan mağdur aileler. Yurtdışına kaçan, mallarına el konan, canını zor kurtarmış onbinlerce Anadolu insanı.
Evet hüzün sarmalı uzayıp gidiyor, fotoğrafın görünen yüzü “kabus sokağından” beter. İşkence altında ölenler, yapılan zulümler yetmemiş olacak ki, nefret operasyonları yurtdışına da uzandı. Somali de ki faili malum ,Hıdır öğretmenin suikastı, Malezya kaçırma olayları, onlarca yerdeki kendi vatandaşını ihbar çalışmaları, ve onlarca yıldır bulundukları ülkenin en temiz ve başarılı okullarını, üniversitelerini kapatmaya çalışma talihsizlikleri.. Ama tüm bu hukuksuz gayretler, işkence yapanlar, bu emirleri verenler, elçiliklerde vatandaş özlük haklarını kasıtlı yerine getirmeyenler, tüm bu hukuksuz işlere alet olanlar isim isim kayıt altında, vakti geldiğinde hepsine hukuk hesabını tek tek soracaktır.
Bahar nasıl gelecek? bunca karanlık nasıl aydınlığa çıkacak, ülke yeniden düzelir mi? Bunların cevabı aslında Kur’an ‘da fazlası ile veriliyor. Biz kıvamı koruduğumuz müddetçe, istikametten, Peygamber yolundan cüda düşmedikçe, zafer ve iyi son müttakilerin, iyi insanlarındır. Zulüm ve zorbalık yapan ve ona sessiz kalanlarla ilgili hiç mutlu son yok! Kitab-ı Mukaddes ayetlerde er ya da geç bahar hep gelir, tüm kurumuş, hayatiyetini kaybetmiş herşey topyekûn canlanır, ve hayaller ötesi güzellikler her yanı kaplar,diyor.
Hocafendi’nin duruşu çok berrak, her hafta yayınlanan Bamteli ve Herkulnağme’de Kuran ufkunda, Peygamber yolundaki nasihatlerine devam ediyor. Ümitsizlik ve inkisar yok sohbetlerinde, bir imtihandayız zaten hep imtihanda idik, diyor. İçimizde ve dışımızdaki münafık, hain, veya sapkınların temizlenme süreci başka nasıl olacaktı ki ? Halinden şikayet etmiyor, bunca zulmü yapan zalimlere bile dua ediyor, cehenneme dayanması çok zor, keşke hatalarında ısrardan vazgeçseler diye dua dua yalvarıyor. Zulme uğrayan yüzbinlerce insana hep gözyaşı döküyor, benim yüzümden oldu diyor. Karınca ezmez bir insan olduğuna çevresi şahit, ömrünü Hakk’a adamış, evlilik gibi masum bir helale dahi “Davam” deyip girmemiş ,ömrü ağlamakla, hastalıklarla, ve insanlığın faydasına şefkat projelerini hayata geçirerek geçmiş bir kutlu O. Hizmete gönül veren insanlar da bu dönemde gerçekten bedel ödediler, ödüyorlar. Türkiye’de bu zulmü az bir kesim istisna iliklerine kadar yaşayanlar Hizmet gönüllüleri, ailesi ve yakınları içeride olan, işsiz kalan, mağdur olanlar hep onlar. Ama karakteri bozuk olanları bir kenara koyarsak, ne yurt içinde ne de yurt dışında insanlar duruşunu bozmadılar, herşeye rağmen Hz İbrahim’in ateşe atılırken dediği gibi “Rabbim benim bu halimi biliyor ya! ,o ne güzel vekildir” dediler, diyorlar. Ve Yaradan ateşler ortasında gül bahçeleri yaratıyor.
Öyle ya da böyle,bu günler geçecek, dik duran, Hakk’tan, adaletten, faziletden ayrılmayanlar hem bu dünyada hem ahirette kazanacaklar, ekstra lütuf sarmalına, lütuf yağmuruna mazhar olacaklar, kayıp yok ! Ama ya Hakk yerine güce tapan, menfaatlerine tapan, adaletle hükmetmeyip bunca zulmü yapan, alet olan ve sessiz kalanların hali nice ola ki ?

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Scroll to Top