
Gün ola, hayr ola
Başlık farklı olabilirdi “bir bitiş hikayesi” de denebilirdi ama bu anlatacağım topluluğa hakaret olurdu veya Allah’ın üzerlerindeki nimetlerine nankörlük olurdu.
Bir topluluk düşünün ki el üstünde tutulurken, müesseseleri ile göz kamaştırırken , başarıları bütün aleme yayılmışken bir anda muhalif bir rüzgar eser ve herşey tersine döner, kendi ülkesinde terörist ilan edilir, en azılı suçlulardan daha tehlikeli ve aranan bir hale düşer. Bu güzide toplulukla herkes görüşmek için aracılar koyarken, sonrasında telefonlarına dahi çıkmaya korkar hale gelirler.
İsyana giden yol ile hamde giden yol arasında çok ince bir perde vardır. İnsanların hayat hikayeleri de böyledir. Kimileri yaşadığı imtihanı isyan eder kaybeder, kimileri de başına gelen olaylara sabreder,şükreder ve avantaja çevirir ve zirveleri yakalar. İşte bu güzide topluluk için de durum tam da böyle. .
Bugün dişini sıkıp sabr etme dönemi, bugün hamd etme dönemi ,bugün olumsuzluklara ve cigersuz hadiselere takılmadan Hakkın rızasının peşine düşme dönemi, bugün mağduriyet ve mazlumiyetin, aczin inanılmaz gücüne dayanma dönemi, bugün birbirimize moral verme ,destek olma, sahip çıkma dönemi ..Bugün sarsılsak da devrilmeden mümince tavır sergileme dönemi ..
Gün döner, devran döner, burada olmazsa ahirette muhakkak yanlış hesap döner. .ama dünyaya bakan yönü ile de elbet ama elbet hukuk yapılan tüm yanlışların ve hukuksuzlukların hesabını sorar, bundan kimsenin şüphesi olmasın.
Bugün belki bu güzide topluluk bir cadı avı ile insafsızca linç ediliyor, ama dayanan, sabredebilenler kazançlı çıkanlar olacaktır. Dünya hayatını kaybedebilir bir insan ama ahireti kaybetmek en büyük hüsran ve kayıp değil mi?
Geçmişte yaptığı hataları, eksikleri ve ihmallerin faturasını ödüyor olabilir bu topluluk, çünkü bu beklentisizlik ve ihlas yolunun en küçük lekeye bile tahammülü yoktur. Ve bu ağır imtihanlarla önceki dönemlerde bu kutsi yolun bedelini ödeyen insanlar gibi bir bedel ödüyor olabilirler, asıl korkulacak şey ya hiç zahmetsiz, kendilerinden emin bir şekilde kazanma kuşağında ahiretlerini kaybetselerdi nice olurdu halleri !
Bir yenilenme süreci, karakter zaafiyeti olanların yola devam edemeyeceği, rengini ortya koyacağı bir dönem. Bu yolun ilk gönül verenleri Mekke’nin en zengini iken, Medine’de bana bir ip ver ve pazarın yolunu göster diyen Kutlulardı. İşkence altında takatinin son noktasına geldiğinde felaha eren , kıyamete kadar ismi ezanlarla anılacak, dualarda zikredilecek Kutlulardı.Bizler için de o yol açık!
Belki de yepyeni oluşumlar, yepyeni kazanımların olacağı, eksik ve gediklerin tamamlanıp, daha ihlaslı,daha samimi, daha sağlam ve daha Rıza ufkunda bir yeni dirilişin müjdecisidir bu emansız, imansız, cigersuz, insafsız hadiseler.. gün ola hayr ola..