Babacığım

Babacığım;❣️🤲🌹

Bir hastane odasında annemle,kardeşimle ve bir de hasta yatağında babamla beraberim; tıpkı çocukluğumdaki gibi..
ilkokuldan sonra ayrılıp gittim gurbet diyarlara , o günden beri de gurbet ellerdeyim. İstanbul, İzmir derken dünyanın bir kuzey ucu, bir güney ucu ama yine gurbet diyarlarda idim.

Babamın rahatsızlığını, kardeşimin dokunaklı ses tonundan öğrendim. 7 ay önce tekrar yatmış ama teşhis konulamamıştı. Dişçiden başka doktor yüzü görmeyen babam, ilk kez 70 yıl sonra hastane köşelerine düşüyordu.Bu sefer ecelin pençesi sağlam yakalamıştı bizim ihtiyar delikanlıyı.

Tekrar hastane, eriyen bir vücut, endişeli sözler beni acilen ilk uçakla babacığımın yanına getirmişti. Sandım ki o dirayetli adam beni bekliyor, ilk kez bu kadar aciz görmüştüm O’nu ,çok kilo kaybetmişti, bünyesi çok zayıflamıştı. Bir iki gün şuuru yerinde idi sohbet ettik. Hatıralardan konuştuk.Bana yerden göğe kadar hakkını helal etti, dualar etti.

İlk iki gün teşhis koyamadılar sonrasında
“Lenfoma” dediler, bazı organlara çoktan yerleşmişti hastalık sinsice. Tedavi onayı aldılar bizden. İki gün ilaçları enjekte ettiler. Vücut önce olumlu cevap veriyor gibiydi tedaviye ama sonrasında doktorların ümitle karışık verdikleri bilgiler aslında hazin malum sonun habercileri idi.
Son iki gününü annem ve kızkardeşimle doyasıya sohbet ederek geçirdik babacımla. Şuuru açıktı ama konuşamıyordu. İlk geldiğim günkü gibi değildi hali, 71 yıllık koca çınar artık son demlerini yaşıyordu belli.

Hastane halleri de ayrı bir yazı konusu. Dünyanın aldatıcı yüzünü ve janjanlı paketini bulamazsınız hastanelerde, bulucağınız yalnız gerçekler, samimiyet, acizlik ve hakikatlerdir. Aynı odada ilik nakli bekleyen gencecik Ufuk kardeşim ve hayatını oğluna vakfeden annesi benim bu tesbitimi doğrulayacaktır.

Geceyarısına doğru babamın nabız atışları iyice düştü, kalp ritmi bozuldu adeta artık bizim dünyamızda değildi. Gece boyu dualar ettik, Yasinler okuduk. Ve artık veda saatinin geldiği belli idi. Gözyaşları ile son kez dünya gözü ile O’na baktık, okşadık, elini öptük. İçeriye telaşla giren doktor ve hemşireler babamdan bizi uzaklaştırdılar, oda dışına aldılar. Artık bizim için ulaşması zor kalp yamaçlarımıza misafir edeceğimiz bir güzel misafirdi O.

Ve bir Cuma gecesi Ankara’nın Şubatında bahar esintisi varken Hakk’a yürüdü babam.
Ankara’da menfur saldırıda öldürülen şehitlerimizle aynı güne gelen ölümü de kaderin ayrı bir cilvesi idi. Morgda şehit cenazelerinin yanında ayrı bir ihtişamlı duruyordu. Gece çıkışını şehitlere mahsus saatte, işlemini yaptırarak sağladık, normalde sabahı bekleyecektik.

Memlekete getirdik. Hastane morgunda yıkandı, tertemiz mis gibi kokuyordu.Hasretle baktım son bir kez daha..
İki bez arasında hızla geçen bir ömür için, hırslara, kavgalara değer miydi ? diye düşündüm.
Cenaze namazı memleketimizin meşhur merkezi Paşa Camiin’de Cuma namazı sonrası kılındı.
Kalabalık bir katılımla kabre götürüldü. Hiç tanımadığım yüzlerce değişik simalar vardı. Farklı görüşlerin üç dönem öncesine kadar belediye başkanları,dönemin belediye başkanı, eşraftan insanlar ,uzaktan gelenler vardı. Kabrine dayım, yeğenim ve eniştemle indirdik. Daracık yerine sıkıştırdık. Üstünü örttük. Taziyeleri kabul ettik.

Ev bütün gün dolup taştı. “Nesli tükenen bir insandı, böyle dürüst ve beyefendi insan nerede ise kalmadı ” genel kanaatleri özetleyen cümlelerdi.
Akşam evin salonunda okunan Kur-an’ı Kerim ve ardından yapılan nasihatler,evin atmosferini çok değiştirdi, adeta sekine indi her yana.
İyi bir insandı babacım. Hakka hukuka çok dikkat ederdi.Sevilen ve saygın bir insandı. Sosyal demokrattı. Ufku olan, kendini yetiştiren, ailesine ve ülkesine faydalı bir insandı.Kabri nurlarla dolsun, mekanı firdevs olsun.

Sessizce koca bir adam daha geçti bu dünyadan…💐

Scroll to Top