Buruk Ramazanlar

Türkiye’de ki birçok arkadaşımızın ve hizmete gönül verenlerin özleyeceği Ramazanları idrak ediyoruz yurtdışında. Ama ne hikmetse hep bir tarafımız buruk, ve Ramazanlara has o lezzeti alamıyoruz, alamıyorum.
Teravihleri hatimlerle kılıyoruz, sahurlar ayrı bir enginlikte, gündüzleri tefsir okuyoruz, iftarlarımız da öğrenciler var, diyalog iftarları ile yerli insanlarla beraberiz ama bir tarafımız eksik, ve buruk…
Hüzün çöküyor üstüme , zihnime Meriç’te hayatını kaybeden masum yavrular ve annelerin görüntüleri geliyor. Hapishanelerde hayatını kaybeden öğretmenler, yaşlı insanlar, ev hanımları geliyor gözümün önüne ve dalıp gidiyorum bir meçhule…
Kitap okurken, fikirler, hikayeler beni günümüzün Stalin’i , Hitler’ini aratmayacak, Şimirlere taş çıkartan zalimlerine ve zulümlerine götürüyorlar. Bunca masum insanın kanını dökecek, hayatını alt üst edecek, ahını alacak kadar insanlık dışına çıkmaya gerek var mıydı? diyor, Onların aramadığı cevabı kendim vermeye çalışıyorum ama bir karanlık ve bilinmezler içinde kaybolup gidiyorum.
Süreç dediğimiz ambalajı çok zalimane ve ciğersuz, ama içe bakan yönüyle çok yeni doğumlara, hayırlara,ve güzelliklere gebe bu zaman diliminde, kendi kendime çok muhasebe yaptım, kendimle çok yüzleştim. Olanlar benim yüzümden oluyor diye bir hayli üzüldüm, kederlendim. Böyle muhasebe içinde yaşayan arkadaşları gördükçe de ümitlendim, heyecanlandım. Çünkü bu meşum sürecin bitmesi kendimizle yüzleşmeye, atf-ı cürümde bulunmamaya ve suçluyu dışarıda aramamaya bağlı olduğunu düşünüyorum.
Bulunduğum ülkede bu yapılan hukuksuz ve insanlık dışı muameleyi her zaman ve zeminde dile getirmeye ve o çalışmalara destek olmaya çalışıyorum. İmkânlarımı zorlayarak mağdurlara maddi destekde bulunuyorum. Vefa ile Rabbin kapısından ayrılmadan mazluma ve mağdurlara ferec ve mahreç için, kurtuluşları ve sevdiklerine kavuşmaları için dua dua yakarıyorum.
Velhasıl gurbette Ramazanlar hep buruktu, şimdi de boykot yıllarında İki Cihan Serveri’nin yaşadığı katmerli hüzünler misali sanki yepyeni bir bahar arefesinde gibi hüzünlü gurbeti ve Ramazanı yaşıyorum, yaşıyoruz…

Scroll to Top