Hüzün Yılı 2017

Hüzün Yılı 2017

Tarihe hüzün yılı olarak geçmek varmış 2017’nin kaderinde…
Bunca acıyı, dramı, ayrılığı, zulmü nasıl bağrında eritti bilemeyeceğim.

2017’ye bir eğlence yerindeki içler acısı patlama ile başlamıştık.
15 Temmuz 2016 tiyatro darbenin ardından 150 bine ulaşan tutuklamalar devam etti, 80 bine yakın hapis cezası ile sonuçlandı. Yüzbinlerce insan işsiz kaldı. Mesleğinde en uzman insanlar pazarcılık yapmaya, hayatını kazanmaya çalıştılar. Çoğu zaman iş bulamadılar.
Gökhan öğretmen gibi 70 e yakın insan canına kıydı ya da öyle gösterildi. İşkence gördü. Psikolojik bunalıma giren insan sayısı hiç de az değil.

18 bin kadın, binlerce çocuk, 700 bebek zindanlara atıldı, gerekçe burs vermek, resmi zevatın açtığı bankaya para yatırmak, kermes düzenlemek. Yaşlı ve düşkün insanları da zindanlara attılar, hücre hapsi verdiler.
Tecrit yaşayan, bazen bir odada bir yılı aşkın, belki iki yıldır hukuksuz bir şekilde hapis yatmamak için hukuk ve insan haklarının gelmesini bekleyen hiç azımsanmayacak onbinlerce insan var. Belki en zoru da hep bir endişe ile dar bir alanda sürecin bitmesini bekleyen, çok ama çok zahmetli bir bekleyiş var.
Maden ailesi gibi hayatını kaybeden, bebeğini Meriç’te yitiren ve bağırıp yakalanmayalım diye ağzı kapatılan anne gibi dünya dram tarihine geçecek acılar var. Meriç’in bağrına gömülen masum insanlar var.
Yurtdışına çıkmayı başaran başta Yunanistan’da ciddi sıkıntılar çeken, cüzi yardımlara muhtaç çok kaliteli insanlarımız var.

Demokratik ülkelere sığınan ülkemizin en elit ve beyin takımı insanlar, günlük geçimini sağlamak için vasıfsız işçi gibi gurbet ellerde çalışıyorlar.
Mallarına el konulan, ülkenin vergi rekortmeni işadamları ayrı ve zor bir imtihanla sınanıyorlar. Dürüst ve çalışkan birçok işadamı da biraz rastgele de olsa, kaderin sevki ile cebri gittikleri ülkelerde iş yapıyor ya da yeni bir başlangıç yapmaya çalışıyorlar.

Onların derdi ile dertlenen ensarlar ise bugüne dek edindiği tecrübe ve birikimleri ,ülkesinden çıkmak zorunda kalan, bunca zaman yurtdışına yardım eli uzatan bu mağdur kardeşleri ile paylaşıyorlar. Mizaç farklılığından kaynaklanan değişik imtihanları ve gayri memnuniyetsizlikleri azaltmaya çalışıyorlar.

Yıllarca fedakârca hizmet verdikleri, devlet büyüklerinin okullardan çıkmadığı, bulundukları ülkelere ilk kez uluslararası madalyalar kazandıran yurtdışındaki okullarda görev yapan öğretmenler ise bir yalancıya inanan ve bu okulları kapatmayı ya da devretmeyi düşünen zavallı ve ülkesinin geleceğini karartan sözde devlet adamları ile ağır imtihan oluyorlar.
Yine bu yalancılara inanan istihbarat örgütleri maalesef içte ve dışta en ufak bir sabıka kaydı olmayan insanları kaçırdılar,ya da zemin hazırladılar.

Ama şu bir gerçek ki; tüm dünyada hizmet hareketi en meşhur medya kuruluşlarında gündem oldu, olumlu röportajlar yer aldı. Kanada,Almanya gibi ülkelerde hizmet hareketi mensupları sığınmada hemen kabul gören insanlar haline geldiler.

Velhasıl, 2017 annelerin babalardan, annelerin yavrulardan, ailelerin birbirinden koptuğu, koparıldığı zor mu zor bir yıl oldu. Tam bir hüzün yılı oldu.
Ülkemizdeki ahlâk, din, toplumsal yozlaşma, içtimai erozyonlar ayrı bir yazının konusu.

Allah var,gam yok. Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler. Hep cemalini görmüştük, şimdi de celali ile tanışıyoruz…

Hüzün Yılı 2017
Tarihe hüzün yılı olarak geçmek varmış 2017’nin kaderinde…
Bunca acıyı, dramı, ayrılığı, zulmü nasıl bağrında eritti bilemeyeceğim..
2017’ye bir eğlence yerindeki içler acısı patlama ile başlamıştık.
15 Temmuz 2016 darbemsi bilmecenin ardından 150 bine ulaşan tutuklamalar devam etti, 80 bine yakını hapis cezası ile sonuçlandı. Yüzbinlerce insan işsiz kaldı. Mesleğinde uzman bir hayli kaliteli insan pazarcılık yapmaya,zor şartlar altında hayatını kazanmaya çalıştılar. Çoğu zaman iş bulamadılar.
Gökhan öğretmen gibi 70 e yakın insan işkence gördü ve hayatını yitirdi. Psikolojik tramva geçirenlerin sayısı hiç de az değil.
18 bin kadın, binlerce çocuk, 700 bebek zindanlara atıldı, gerekçe ise; burs vermek, resmi zevatın açtığı bankaya para yatırmak, kermes düzenlemek. Yaşlı ve düşkün insanları da zindanlara attılar, hücre hapsi verdiler.
Tecrit yaşayan, bazen bir odada bir yılı aşkın, belki iki yıldır hukuksuz bir şekilde hapis yatmamak için hukuk ve insan haklarının gelmesini bekleyen hiç azımsanmayacak sayıda onbinlerce insan var. Belki en zoru da hep bir endişe ile dar bir alanda sürecin bitmesini bekleyen, çok ama çok zahmetli bir bekleyiş içinde gaybubet yapan insanlar var.

Maden ailesi gibi hayatını kaybeden, bebeğini Meriç’te yitiren ve bağırıp yakalanmayalım diye ağzı kapatılan anne gibi dünya dram tarihine geçecek acılar var. Meriç’in bağrına gömülen masum insanlar var.
Yurtdışına çıkmayı başaran başta Yunanistan’da ciddi sıkıntılar çeken, cüzi yardımlara muhtaç pek çok mağdur var.
Demokratik ülkelere sığınan ülkemizin en elit ve beyin takımı insanlar, günlük geçimini sağlamak için vasıfsız işçi gibi gurbet ellerde çalışıyorlar.
Mallarına el konulan, ülkenin vergi rekortmeni işadamları ayrı ve zor bir imtihanla sınanıyorlar. Dürüst ve çalışkan birçok işadamı da biraz rastgele de olsa, kaderin sevki ile cebri gittikleri ülkelerde iş yapıyor ya da yeni bir başlangıç yapmaya çalışıyorlar.
Onların derdi ile dertlenen ensarlar ise bugüne dek edindiği tecrübe ve birikimleri ,ülkesinden çıkmak zorunda kalan, bunca zaman yurtdışına yardım eli uzatan bu mağdur kardeşleri ile paylaşıyorlar. Mizaç farklılığından kaynaklanan değişik imtihanları ve gayri memnuniyetsizlikleri azaltmaya çalışıyorlar.
Yıllarca fedakârca hizmet verdikleri, devlet büyüklerinin okullardan çıkmadığı, bulundukları ülkelere ilk kez uluslararası madalyalar kazandıran yurtdışındaki okullarda görev yapan öğretmenler ise bir yalancıya inanan ve bu okulları kapatmayı ya da devretmeyi düşünen zavallı ve ülkesinin geleceğini karartan sözde devlet adamları ile ağır imtihan oluyorlar.
Yine bu yalancılara inanan istihbarat örgütleri maalesef içte ve dışta en ufak bir sabıka kaydı olmayan insanları kaçırdılar,ya da zemin hazırladılar.
Ama şu bir gerçek ki; Tüm bu engellemelere rağmen tüm dünyada Hizmet Hareketi en meşhur medya kuruluşlarında gündem oldu, olumlu haberler ve röportajlar yer aldı. Kanada,Almanya gibi ülkelerde Hizmet Hareketi mensupları sığınmada hemen kabul gören insanlar haline geldiler.
Velhasıl, 2017 annelerin babalardan, annelerin yavrulardan, ailelerin birbirinden koptuğu, koparıldığı zor mu zor bir yıl oldu. Tam bir hüzün yılı oldu.
Ülkemizdeki ahlâk, din, toplumsal yozlaşma, içtimai erozyonlar ayrı bir yazının konusu.
Allah var,gam yok. Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler. Hep cemalini görmüştük, şimdi de celali ile tanışıyoruz.

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Scroll to Top