
2017′ ye bir eğlence merkezine yapılan hunharca ve vahşice bir saldırı sonucu katledilen onlarca insanımızın acı haberi ile girdik. Uzun zamandır Suriye’de yaşanan ve haberlerden okuduğumuz çok trajik hikayeler maalesef artık benim ülkemde de yaşanıyor. Son yıllarda artık bombalı eylemler, suikastlar, tecavüzler, cinayetler sıradan hadiseler gibi tekrar etmeye başladı ve çok üzücüdür ki halkımız bunlara alıştı.
İnsanlar çok değersizce ölüyor ülkemde. Basın denen kurumlar ise pek çoğu insafsızca belli grupları hedef göstererek daha da olayları çıkılmaz hale getiriyor, toplumu kutuplaştırıyorlar. Artık teröristler ülkemde cirit atıyorlar, onları engelleyebilecek pek çok güvenlik mensubu ise içeride çile dolduruyorlar. Dünyanın en çok gazeteciyi hapse atan ülkesiyiz. Hakimler, savcılar, akademisyenler ve en başarılı işadamlarını ya hapse atan ya da yurtdışına kaçıran ülke konumundayız. Yurtdışında açtığı eğitim kurumlarını devlet eliyle kapatmaya çalışan tek ülkeyiz.
Dindarımsı insanlar dini tekeline almış durumda. Onlar nasıl derse din öyle yaşanmalı. Dindar olmayanlara tanınan alan her geçen gün daralıyor. Yılbaşı kutlaması yaparken öldürülen insanlara acımayan, hakettiler ,iyi oldu diyen canavarlar var ülkemde. Din en tehlikeli bir silah haline getirildi. İnsanlar dinden uzaklaştırılıyorlar, ve nefret ettiriliyorlar. Dini müesseseler ahlaksızlıkta yarışıyorlar. Şiddet ve nefret toplumu heryandan sarmış durumda.
Biz bu değildik, ötekileştirme ,hedef gösterip, düşene vurma bizim dünyamızda yoktu. Hoşgörülü bir toplum olmayı başardığımız günler vardı. İnancına karışmadan, sevgi ile yaşadığımız günlerimiz vardı. Huzurlu bir toplum olabilmiştik. Düşmanlarımıza karşı tek yürek olabilmiştik.
Bizim rönesansımız kendi milli ,manevi değerlerimize dönünce tekrardan gerçekleşecektir. Ama nefretin, öfkenin, hasedin ikliminde boy atıp gelişmez bu değerler. Hele Isid gibi terör ve canavarlıkla islamı temsil ettiğini düşünen canavarlarla, hayatında karakolun önünden geçmemiş, dürüst ve namuslu insanları topluca aynı kefeye koyarsanız ve bu insanlara hertürlü suçu ve iftirayı atarsanız, inanın ne bu dünyada ne de ahirette iki yakanız biraraya gelmez, hüsran içinde çöküşler yaşamaya mahkum olursunuz.
2017′ ye bir eğlence merkezine yapılan hunharca ve vahşice bir saldırı sonucu katledilen onlarca insanımızın acı haberi ile girdik. Uzun zamandır Suriye’de yaşanan ve haberlerden okuduğumuz çok trajik hikayeler maalesef artık benim ülkemde de yaşanıyor. Son yıllarda artık bombalı eylemler, suikastlar, tecavüzler, cinayetler sıradan hadiseler gibi tekrar etmeye başladı ve çok üzücüdür ki halkımız bunlara alıştı.
İnsanlar çok değersizce ölüyor ülkemde. Basın denen kurumlar ise pek çoğu insafsızca belli grupları hedef göstererek daha da olayları çıkılmaz hale getiriyor, toplumu kutuplaştırıyorlar. Artık teröristler ülkemde cirit atıyorlar, onları engelleyebilecek pek çok güvenlik mensubu ise içeride çile dolduruyorlar. Dünyanın en çok gazeteciyi hapse atan ülkesiyiz. Hakimler, savcılar, akademisyenler ve en başarılı işadamlarını ya hapse atan ya da yurtdışına kaçıran ülke konumundayız. Yurtdışında açtığı eğitim kurumlarını devlet eliyle kapatmaya çalışan tek ülkeyiz.
Dindarımsı insanlar dini tekeline almış durumda. Onlar nasıl derse din öyle yaşanmalı. Dindar olmayanlara tanınan alan her geçen gün daralıyor. Yılbaşı kutlaması yaparken öldürülen insanlara acımayan, hakettiler ,iyi oldu diyen canavarlar var ülkemde. Din en tehlikeli bir silah haline getirildi. İnsanlar dinden uzaklaştırılıyorlar, ve nefret ettiriliyorlar. Dini müesseseler ahlaksızlıkta yarışıyorlar. Şiddet ve nefret toplumu heryandan sarmış durumda.
Biz bu değildik, ötekileştirme ,hedef gösterip, düşene vurma bizim dünyamızda yoktu. Hoşgörülü bir toplum olmayı başardığımız günler vardı. İnancına karışmadan, sevgi ile yaşadığımız günlerimiz vardı. Huzurlu bir toplum olabilmiştik. Düşmanlarımıza karşı tek yürek olabilmiştik.
Bizim rönesansımız kendi milli ,manevi değerlerimize dönünce tekrardan gerçekleşecektir. Ama nefretin, öfkenin, hasedin ikliminde boy atıp gelişmez bu değerler. Hele Isid gibi terör ve canavarlıkla islamı temsil ettiğini düşünen canavarlarla, hayatında karakolun önünden geçmemiş, dürüst ve namuslu insanları topluca aynı kefeye koyarsanız ve bu insanlara her türlü suçu ve iftirayı atarsanız, inanın ne bu dünyada ne de ahirette iki yakanız biraraya gelmez, hüsran içinde çöküşler yaşamaya mahkum olursunuz.